Çocuklarda Konuşma Ve Dil Sorunu
İşitme kaybı, yeni doğanlardan 100 yaş üstü insanlara kadar herkesin başına gelebilecek bir hastalıktır. Araştırmalara göre her canlı doğumda doğumda işitme kaybı olan 3-4 kişi var. Ülkemizde yenidoğan işitme taraması uygulaması 2000’li yılların başından itibaren kanun haline gelmiş ve özel durumlar dışında her yenidoğanın ilk 72 saat içinde taranması ve işitme kaybı belirtileri olan çocukların ileri tetkikler yaptırması sağlanmıştır.
Gelişmiş testler nedeniyle işitme kaybı teşhisi konan ekipman ve çocukların takibini yapacaktır. İşitme tarama sözleşmesi ile işitme kayıplı çocukların yaşıtları ile eşit sosyal ve akademik gelişime sahip olabileceği, işitme cihazı/koklear implant ve sonrasında rehabilitasyon sağlayabileceği belirlenmiştir. Erken tanılanan ve cihazlandırılan bu çocuklarda ek handikaplar yok ise herhangi bir konuşma bozukluğu ortaya çıkmamaktadır.
Ancak işitme tarama protokolleri sırasında işitme kaybı gözlemlenmeyen ve sonrasında işitme kaybı ortaya çıkan çocuklarda ve işitme tarama protokolü sırasında işitme kaybı tanısı konulup cihazlandırılmayan ya da rehabilitasyon desteği almayan çocuklarda konuşma bozukluğu hatta hiç konuşamama problemleri ortaya çıkabilmektedir.
İlk 54 ay çocukların işitme ve dil gelişimi için kritik bir dönemdir.Bu 4,5 yıla kritik dönem denir. İşitme kaybı olan çocukların gelişimi için kritik bir aşamada, rehabilitasyon desteği için gerekli donanım olmadan beyin yeterli işitsel girdi sağlayamaz ve dil engelleri kaçınılmaz hale gelir. Bu nedenle ebeveynler sağlık kurumlarına başvurmaya öncelik vermeli, işitme kaybı ve geç konuşma ile ilgili şüphelerle vakit kaybetmemelidir.
Ne yazık ki ilk 4,5 yıl içerisinde işitme kaybı ve konuşma gecikmesi için ekipman rehabilitasyon desteği sağlanmazsa ortaya çıkabilecek sorunların çözülmesi pek olası değildir. Her hastalık sürecinde olduğu gibi konuşma bozukluğu da erken teşhis ve erken tedavi ile kolaylıkla önlenebilen bir sorundur.